Aşkım Kapışmak Psikolog mu? Bir Yolculuğun Hikâyesi
Bazı sorular vardır, cevabını bilmekten çok, o cevaba giden yolda neler öğrendiğinle ilgilidir. “Aşkım Kapışmak psikolog mu?” sorusu da tam olarak böyle. Cevap sadece bir unvandan ibaret değildir; çünkü mesele, bir insanın hayatlara nasıl dokunduğu, hangi kelimelerle hangi yaralara merhem olduğu ve kimlerin hayatına ışık tuttuğudur. Gelin bu sorunun peşine düşerken bir hikâyenin içinde yürüyelim birlikte…
Bir Karşılaşma: Stratejist Adam ve Empatik Kadın
Yağmurlu bir İstanbul akşamıydı. İki yabancı, bir seminer salonunda yan yana oturdu. Ali, hayatı çözüm ve strateji üzerine kurulu bir adamdı. Mühendisliğin getirdiği analitik zeka, onu hep planlı ve mantıklı düşünmeye itmişti. Hayatta karşılaştığı her sorunun bir formülü olduğunu düşünür, duygulara fazla yer vermezdi. Yanında oturan Elif ise tam tersiydi. İnsanların ne hissettiğini anlamak, bir cümlenin ardındaki kırılganlığı sezmek onun için doğaldı. İletişim mezunu bir kadın olarak, hayatı ilişkiler ve empati üzerinden okurdu.
O gün ikisinin yolları bir tesadüfle değil, belki de bir ihtiyaçla kesişti. Çünkü her ikisi de “insanı” anlamaya dair daha derin bir şeyler arıyordu. Seminerin konusu “İletişim ve İnsan Psikolojisi”ydi ve sahnede konuşacak isim, son yıllarda Türkiye’nin en çok konuşulan kişisel gelişim uzmanlarından biri olan Aşkım Kapışmak’tı.
Sahnede Bir Hikâye Anlatıcısı
Işıklar söndü, sahne aydınlandı. Aşkım Kapışmak sahneye çıktığında ne bir laboratuvar önlüğü ne de akademik bir unvanla tanıtıldı. O, hikâyeler anlatan bir insandı. Hayattan aldığı dersleri, ilişkilerdeki çatışmaları, iletişimin en kırılgan anlarını sahnede bir tiyatro gibi canlandırdı. Dinleyiciler kah güldü, kah ağladı. Ama en önemlisi, herkes kendinden bir parça buldu.
Ali, duyduğu her cümleyi mantığıyla tartmaya çalışırken bir an geldi, bir söz çarptı ona: “İnsan çözülmesi gereken bir problem değil, anlaşılması gereken bir hikâyedir.” O anda planlar, stratejiler bir kenara bırakıldı. Elif ise Aşkım Kapışmak’ın empatisine hayran kalmıştı ama bir yandan da onun yalnızca duygularla değil, bilgiyle de konuştuğunu fark etti. Bu, yüzeyde duran bir motivasyon konuşması değildi; insan davranışlarının dinamiklerini çözümleyen bir derinlik vardı.
Aşkım Kapışmak Psikolog mu?
Gelelim en çok merak edilen soruya… Aşkım Kapışmak, akademik anlamda bir psikolog değildir. Yani bir klinik psikoloji diplomasına veya terapi yetkisine sahip değildir. Ancak kendisi, iletişim, davranış bilimleri ve kişisel gelişim alanlarında uzun yıllar eğitimler almış, seminerler vermiş ve birçok insanın hayatına dokunmuş bir uzmandır. Yaptığı iş, klasik psikoterapi değil; insan ilişkilerini anlamaya, iletişim becerilerini geliştirmeye ve kişisel farkındalığı artırmaya yöneliktir.
Bu noktada önemli olan, “psikolog” unvanından çok daha fazlasıdır: Aşkım Kapışmak, bilgiyi anlaşılır ve yaşanmış hikâyelerle harmanlayarak sunar. İnsanlara kendilerini tanıma fırsatı verir, kırılgan yanlarını kabullenmeleri için bir ayna tutar. Bu yüzden birçok insan onu bir danışman, bir rehber ya da bir yaşam koçu olarak görür.
Birlikte Öğrenilen Ders: İnsan Anlamak Unvandan Daha Fazlasıdır
Seminer bittiğinde Ali ve Elif salondan birlikte çıktılar. Artık birisi hayatı sadece stratejilerle, diğeri yalnızca duygularla okumuyordu. Çünkü anladılar ki insan dediğin, hem çözüm hem his, hem mantık hem sezgidir. Aşkım Kapışmak onlara yalnızca bir konuşma yapmamıştı; düşünme biçimlerini değiştirmişti.
Belki o, akademik anlamda bir psikolog değildir ama çoğu insanın ruhuna bir terapist gibi dokunmayı başarmıştır. İnsanları anlamak için bazen bir diploma değil, samimi bir yürek, keskin bir gözlem ve güçlü bir dil yeterlidir.
Peki siz ne düşünüyorsunuz? İnsanları anlamak için unvan mı gerekir, yoksa onları dinleyebilmek mi? Yorumlarda düşüncelerinizi paylaşın, çünkü her fikir bu hikâyeyi biraz daha derinleştirir.